Yeni yaşıma

23 Mart doğum günümdü! Bu yaşamda var olalı 33 sene geçmiş! 18’e girmek için hızlıca koşturan kız çocuğu şimdilerde kocaman bir kadın… Ne zaman oldu, nasıl oldu diye sorarsan bilmiyorum! Geçer mi, geçmiyor diye deli gibi ağladığım her şey geçip gitti. Her şey geçiyormuş da, geçmesin diye çırpınan benmişim.

34 yaşındayım! Biliyor musun, yaşımı çok seviyorum! Bu yaşın bana verdiği, keşfetmeme, anlamama vesile olan her bir noktasını çok seviyorum. Geçen gün aynada ilk beyaz saçımla karşılaştım. İtiraf edeyim, hemen onu kucaklamadım! Nasıl olur benim beyazım diye kendi kendime hayıflandığım birkaç dakikanın ardından ve bu halimi de hissetmeme izin verdiğimde, tamam diyebildim. Tamam dedikten sonra tek bir beyaz saçımı kessem mi ama kimseler görmesin halim de son buldu! Evet, var, çok da güzel!

Komşunun oğlu, Ayşe’nin kızı hepimizin yolculuğu öyle başka ki.. Bir süredir dersime 20 yaşında çok tatlı genç bir çocuk geliyor. İlk yoga dersine benimle başladı ve tüm ilk yoga dersi olanlara söylediğim her şeyi ona da söyledim: ”Noktasal bir acı olursa kendini zorlama, sınıfın ritmine uyum sağlamak zorunda değilsin, her zaman çocuk pozunda bekleyebilirsin, her şeyi anlamaya çalışma, alabildiğin kadarını al. ” Dedikten bir süre sonra fark ettim ki,  her dediğimi yapabiliyor, bedensel gücünün yanında  deli gibi esnek bir bedeni var. Böyle olunca da dersin başındaki uyarı cümlelerimin bir anlamı olmadığını fark ettim. Hatta derste varyasyon verirken bunu yapayım mı bende diye tatlı tatlı soruyordu! Evet, dedim deneyebilirsin ve bunu ona derken sınıfa da onun bedenin, anatomisinin, yolculuğunun çok farklı olduğunun altını çizip durdum. Çünkü öyle iyi biliyorum ki, grup derslerinde yanındaki ilk dersinde çok  esnek bir bedense ve sen aylardır  yapıyorsan ve onun kadar esneyemiyorsan, sürekli kendini onunla kıyaslamaya başlarsın. Neden anlattım bunu biliyor musun? Ben de kıyasladım, derslerde, hayatta, her yerde.. O yüzden bunun ne kadar yorucu olduğunu çok iyi biliyorum!

Ama benden geçti, artık çok geç, ama Ayşe’nin kızına bak ne yapmış, ama ama ama….Bir dursana lütfen! Bu söylediğin kime ait olduğunu anlamak için bir dur! Çünkü gerçekten durduğunda hiçbirinin kendi gerçeğinden gelmediğine de anlayacaksın!

Geçen sene benim için çok zor bir seneydi. İnsanın bilmeme haliyle nasıl sörf yapabildiğini öğrendim ve biliyor musun halen okyanustaki dalganın şiddetinin çok olmasınından korkuyorum. Çünkü o sörf tahtasının üstündeyken dalganın tam olarak ne kadar şiddetli, yüksek olabileceğini bilmiyorsun. Tek bildiğin dalganın olduğu… Evet, korkuyorum ama tüm korkuma rağmen biliyorum ki, dalgada eninde sonunda okyanusa karışacak, her şey eninde sonunda ayırdığın her şey birleşecek. 

Bir sürü doğum günü planım vardı. Önce sol kulağımdaki işitme kaybı yüzünden, yüksek ses yasağı geldi, sonra anneannem hastalandı, hastaneye kaldırmak zorunda kaldık ve o zaman anladım ki, planların hiçbir önemi yok! Hepsi bir niyet, olursa ne güzel, olmuyorsa, niyetimi ne kadar esnetebilirim acaba? Ben yeni yaşıma hastane odasında girdim. Çok güzel doğum günü mesajları, aramalar kutlamalar geldi. Fark ettim ki, önemli olan hatırlanmak ve gerçekten sevdiğin insanların yanında olmasıymış ve belki de en ama en önemlisi her ne yaparsan, her daim yanında olmaya devam edenlermiş. Bir şeyler oluyor ama neden olmadı, niçin olmadı diye deli dana gibi koşturmak yerine olanın içinde kendine yeni bir alan yaratmak benim bu yaşımda öğrendiğim bu oldu! Çünkü istemiyorum dediğin şeyi isteme ihtimalin hep saklı ve o ihtimale izin verdiğinde hayat seni bile şaşırtabiliyor!

Sana bir şey itiraf edeyim mi? Şimdiye kadar var olan, tanıdığım, hayatıma giren, çıkan herkes iyi ki var derdim her doğum günü yazımda ama bu sene fark ediyorum ki, bu cümlem gerçek değilmiş! Beni üzenlerin, kalbimi kıranların, mutsuz olmalarını ya da canlarının yanmasını istemişim aslında. Oysa şu an hissettiğim tek bir his var, kocaman sakinlik.. Yolda bir şekilde canımı yakmış yoldaşların bir görevi olduklarını ve o görev yüzünden öyle davranmak zorunda olduklarını çok iyi biliyorum ama aynı zamanda biliyorum ki, iyi ki tanıdım demek zorunda değilim! Ah, evet demek zorunda değilim! Ve biliyor musun kendine bu alanı açtığında kalpten geliyor iyi ki ve yazmaya bile gerek  duymuyorsun!

Buraya kadar ki yolculuğumda tanıdığım, bir şekilde hayatıma giren herkesin bu adımlarımda bazen zorlayıcı, bazen rahatlatıcı, bazen kalp kırıcı, bazen kalp açıcı etkisi oldu ve tüm yol için teşekkür ederim! 

İyi ki doğmuşum, her şeye kocaman iyi ki ❤

 

 

Yeni yaşıma’ için 2 yanıt

Yorum bırakın