Aşkın ne kadar büyük olursa nefretin de o kadar büyük olur derler.Doğru mu acaba? Oysa ki sevginin olduğu yerde her ne olursa olsun nefret yeşermez.
Seni sevdiğim kadar nefret etseydim senden ,nefretim tüm dünyayı esir alırmıydı acaba? Gerçi dünya şu anki halinden daha kötü bir yer olmazdı! Ne dersin?
Ben senden nefret hiç etmedim. Sana rağmen senden nefret etmedim. Ama şimdi düşünüyorum da aşkımdan sonra bahanem oldun. Nefretim değil. Her kötü olayın suçlusu… Oysa ki benim hayatım ve benim seçimlerimdi.
Sen gittikten sonrac aşk ateşim kalbimde yangınlar çıkarıyordu. O ateşin içinde yanmak… Günler yıl gibi geçiyordu o ateşin içinde. Ben de aşk ateşimi seni suçlayarak söndündürdüm. Aslında ne suçluydun ne de suçsuz.Farklı dünyalarımız vardı ve ben ne kadar beklersem de ne kadar sevsem de gerçeği değiştiremezdim.
Seni, hiç tanımıyorken bile seviyordum. Tanımaya başlayınca ise seni olduğun gibi sevmeye devam ettim. ‘AŞKIM ‘ kelimesinin içini dolduramamıştın. Tıpkı beni tanımayı başaramadığın gibi…
Şimdi mi? Ne nefret ediyorum senden ne de suçluyorum.
Hayatımın sürücü koltundayım artık…