Hayat Şarkısı Olanlara


Bir varmış bir yokmuş. Çok uzak zamanların birinde bir karı koca varmış. Birbirlerine duydukları aşk dilden dile destan olmuş. Beraber büyük engeller aşmışlar ama birbirlerinin elini hiç bırakmamışlar. Seneler geçmiş birbirlerine duydukları sevgi daha büyürken anne ve baba olmanın nasıl birşey olduğunu deneyimleme şansını yakalamışlar. İkisi de çok mutlu olmuş.

Masal bu ya… Bütün bebekler ağlayarak doğarken iki aşığın oğulu ise bir şarkı mırıldanarak doğmuş. Karı ve koca çocuklarına Güneş ismini vermişler.Doktorlar ve hemşeriler bu durumu anormal ve hoş olmayan bir durum olarak görürken, Güneş’in ailesi bu durumu mucize olarak karşılamış. Bütün hastane karı ve kocanın oğulu hakkında fısıltılar halinde konuşmaya başlarken onlar sessizce Güneş’i kucaklarına alıp onun mırıldandığı şarkıyı mırıldanmaya başlamışlar.İkisi de oğullarının kendi olma savaşını vereceklerini daha o zaman anlamışlar.

Masaldaki birçok ailenin yaşantısı günümüz ailerinden pek farklı değilmiş.Birçok anne ve babanın aksine Güneş’in ailesi, çoçuklarını hayatının sıradan düzenine uyumlu olması için zorlamak istemiyormuş. Tam aksine Güneş’in kendi düzinini kendi yaratması için alan bırakmak istiyorlarmış. Çünkü birçok anne ve baba, karşılıksız sevginin ne olduğunu bilmiyormuş ve bütün ergenlik dönemindeki çoçuklar, bu süreci anne ve babalarını mutlu etmeye çalışarak geçiriyormuş. En acısı ise bunu anladıkları zaman çocuklar, kendilerini yetiştirenlerden nefret ediyormuş. Duyguları, inançları kendilerine ait olmayan bir kadın ya ada adam yetişiyormuş.

Güneş, artık 15 yaşına geldiğinde etrafında onun farklı olduğunu söyleyen ve canını yakan
arkadaşlarının sayısı iyice artmış ve o da bu duruma çok üzülüyormuş. Karı ve koca birgün arabada giderken :

__” Oğlum, sence ben arabayı nasıl kullanıyorum.” demiş baba

__”Benim bildiğimin en iyisisin baba.” demiş Güneş

__” Sence neden ?” demiş baba

__” Çok dikkatlisin ama aynı zamanda her şeyin farkındasın. Bana gökyüzündeki bulutları gösteriyor ama aynı zamanda yoldan gözünü ayırmıyorsun.” demiş Güneş

__” Evet oğlum… Hayatta böyle… Bu araba yolu senin yolun ve yol boyunca bir sürü güzelliklerle karşılacaksın. Tıpkı güzel çiçekler görüp durduğumuz gibi … Ama bunun yanında göreceğin her şey sadece bu çiçekler olmayacaktır. Zaten olmaması da gerekir. Önemli olan her şeyin farkında olup kendi yolunda gitmeye devam etmek…Her anın tadını çıkartarak…” demiş baba

__” Anladım baba. Ben sadece beni anlamadıkları için üzülüyorum. Okulda gereğinden fazla sorguluyorum ve sorulmaması gereken soruları soruyorum diye hocalar bana kızıyor, arkadaşlarım alay ediyor.” demiş Güneş

__” Yol oğlum… Hayvan dışkısı da görürsün çiçeklerde görürsün ama bu senin yanlış olduğunu göstermez.” demiş baba Babası arabayı durdurup ailecek arabadan indiklerinde hepsi birbirlerine sarılmışlar.

__” Baba, anne… Bana güvenin… Ne olursa olsun o arabadan inmeyeceğim.” demiş Güneş

Zaman çok hızlı ilerliyormuş. Karı ve koca son kez Güneş’in okulundaki veli toplasına gitmişler. Hoca direk onlara :

__ ”Çoçuğunuz bir yer kazanamaz” demiş

__ ” Olabilir.Kazanmak da kazanmamakta onun bileceği iş. Kazanması onu başarılı yapmayacağı gibi kazanamaması da başarısız yapmaz. ” demiş anne

__” Bunu nasıl dersiniz ? Bu arada sizin dışınızdaki her velinin tek düşündüğü çocuklarının geleceği” demiş hoca

__” Bu gelecek ne benim ne kocamın… O yüzden siz istediğiniz kadar düşünün hatta çocuğunuz için kararlar verin belki istediğinizi yaptırırsınız ama hiç sordunuz mu çocuklarınıza ne istiyorlar diye. Yoksa önemli olan onların geleceklerinde sizin istediğiniz mi?” demiş anne

Güneş kendi gelecek planını yapmış. Etrafındaki herkesin şaşkın bakışları altında üniversiteyi çok iyi bir yerde okuma hakkını kazanmış ama bunun için kendi büyüdüğü şehirden çok uzaklara gitmesi gerikyormuş. Güneş, söze dökmese de korkuyormuş. Birgün anne ve babası Güneş’i karşısına almışlar:

__” Sen bizim çiçeğimizsin. Ama bize ait değilsin oğlum ” demiş baba

__” Senin doğduğun andan itibaren kendi yolunu çizmen, en çok istediğimiz şeydi. Babanın dediği gibi çiçeğimiz oldun bizim.. Büyümen için su, sevgi verdik. Güneş ışınlarını, sana gelecek şekilde düşünerek seni toprağa ektik. Toprağa zaman zaman vitaminler attık ama seni büyütmüş olmamız geleceğin hakkında kararler vereceğimiz anlamına gelmez. Sen nasıl yapmak istiyorsun?” demiş anne

__ ”Korkuyorum .” demiş gözleri dolarak Güneş

. __” Neden korkuyorsun oğlum?” demiş baba.

__ ” Yanlış yapmaktan… Oraya gitmek ve eğitim almak hayatım boyunca istediğim şey ama ya başaramazsam” demiş Güneş

__” Önemli olan sevdiğin şeyi yapman.. Başarı ve başarısızlık değil.. Sadece sevdiğin şeyi yüreğinle yapman” demiş anne

__” Küçük bir çocukken sana yol ile söylediğimi hatırlıyorsun değil mi oğlum ? Hayat başarı ya da başarısızlık değildir. Sadece yolda olmaktır. Yolda olamayanlar bunu uydururlar ama oğlum sen özelsin. Doğduğundan andan itibaren bunu biliyorduk ve bize birşey ispatlamana gerek yok. Sadece sevdiğin şeyi yap biz seni çok seviyoruz ” demiş gözleri yaşlar içinde baba. Güneş ise gözleri dolmuş bir biçimde anne ve babasına sarılmış ve:

__” İyi ki varsınız..Hayatımdaki en güzel insanlar… Sizi o kadar çok seviyorum ki…” demiş Güneş.

Güneş gitmesi gerektiğini anlamış ve ayrılık vakti geldiğinde üç tane sevgi dolu kalp hep beraber Güneş’in doğarken mırıldandığı şarkıyı mırıldanarak ona uğurlamışlar. Okul hayatı bitmiş koca adam olmuş.

Sevmiş, ayrılmış, kalbi kırılmış ama asla kendi hayat şarkısını unutmamış ve kendi hayat şarkısı sözlere döküldüğünde o’nu bulmuş. Kendi ailesinden sonra ilk kez o, karşılıksız sevginin ne olduğunu biliyormuş.

Kendi hayat şarkısı olan Güneş, sonunda başka hayat şarkısıyla senfoniye başlamış.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s