Bugün hiç plan yapmadan birdenbire anılarımızın yanında buldum kendimi. Nasıl da canlıydı anılar. Belki de o canlılığın yanılsaması yüzünden bilmiyordum. Anı olduğumuzu bilmiyordum.
Zamanın hakimiyet dalgalarına esir olan anılarımız…Veda etmeden nasıl olmuştu da anı olmuştuk? Güvendiğimiz zaman mı bizi savurmuştu ? Yoksa zaman bir kılıç darbesi ile bizi kesip elimize sadece anılarımızı mı tutuşturmuştu? Eğer veda etmediysek bir yerlerde ‘bizim” olmamız gerekmezmiydi? Ve eğer bir yerlerde biz varsak ben neden bilmiyordum?
Vapuru çoktan kaçıran yolcular gibi bakıp durdum anı olan bize…Anılarımıza baktım.Işık saçıyorlardı canlılıktan..
O ışıkların canlılığına aldanmıştım…
Kaybolmuştum….