Gelme.
Bırak olduğu gibi kalsın her şey. Geride ne kaldı diye dönme. Kalan güzel birkaç anıyı toplamaya çalışma. Güzel anılardan anlam çıkarma. Bırak uçurumda da olsa bizim bir çiçeğimiz olsun koparma. Bunu büyüttüysek yenisini çıkarabiliriz deme.
Gelme.
Geriye baktığımda bırak seni güzel hatırlayabileyim. Güzel hatırlayabiliyorum demek seni unutamadım demek değil ki…
Gelme.
Hayatıma karşı iç mimar edasını takınmak neden hoşuna giderdi acaba? Birşeyleri değiştirenin sen olmasını mı isterdin? ‘Burayı ben dekore ettim!’ ‘Bu anı bana ait!’ Halbuki tek istediğin, sadece gelmekti ve gelince de ortalığı dağıtıp gitmekti.
Gelme.
Belki de sadece bir olasılıktık biz. Nasıl oluyordu da hem olasılık olup hem de yaşanamamışlık olmuştuk? İmkansızlık denizinde çok mu yüzmüştük?
Gelme.
Kalan ne varsa hepisini ateşe verdim.Geride birşey kalmadı artık.