O kadar uzun zaman olmuştu ki artık bütün olanların rüya olduğunu düşünmeye başlamıştı. O yolculuktan sonra hayatı değişmeye başlamıştı.
Değişim, büyük seslerle gelmezdi ve çoğu zaman anlaşılmazdı bile. Çünkü en etkili değişimler zamanla gelenler ve kendi kendine yer açanlar olurdu.Yavaş yavaş olduğu için çoğu zaman görünmezdi ancak geriye baktığımızda anlaşılırdı.
O da geriye dönüp baktığında ne kadar yol aldığını görüyordu!
Kendi zincirlerini kırıp, bütün korkularıyla tek tek yüzleşmişti. Artık ruhunda ne zincirler, ne korku, ne de acı vardı! Sanki şimdiye kadar çektiği bütün acıları o zincirlere bırakmıştı. Sanki bu iki senede kendini en baştan yeniden tanımıştı. Neyi, neden yaptığını anlamak onun kendisiyle arasındaki duvarı yıkmıştı.
Artık hazır mıydı? O insan bile olmayan bu varlığa al beni götür ”ait olduğum yere” diyebilir miydi? Artık hazır mıydı? Bunları düşünürken birden odasının içinin mavi ve mor renklerinin dolmaya başladığını fark etti. Emindi ”o” geliyordu. Şimdi ne olacaktı?