Bir yerlere ait olmayı istedim hep. Birine, bir şehre… O aitlik duygusunu yaşamak istedim ve ne zaman o duyguya yaklaşsam buna ait değilim deyip kaçtım neye ait olduğumu bilmeden.
Hiç bırakmak istemediklerim tarafından terk edildim. Hiç istememe rağmen; olması gerekenleri yaparak güçlü olacağımı düşündüm ama sanırım bu beni, daha güçsüz yaptı. İstediğimi yaptığımda ise kendimden kaçıp durdum. Olması gerekenler, yapmak istediklerim arasında çok koşturdum. Sanırım hep bir kestirme yol aradım.
Yolumu o kadar çok kaybetmiştim ki birinin çıkıp beni kurtarmasını bekledim. Kalbimin peşinden koşmaktan usanmayan birinin ”her şey geçecek” demesini istemiştim ama bunu diyenlerin peşinde olamadı hiç kalbim. Haksızlık yaptığımı düşündüm çoğu zaman. Bu yüzden de şans verdim kalbime her seferinde ama olmadı. Her seferinde de aynı senaryoyu yaşadım. Sadece başlangıçları güzel bir masal… Çünkü sonra uykudan uyanıyor ve herkesin mükemmel dediği kalbi vuruyordum. Şimdi anlıyorum meğer onların kalbini vururken kendi kalbimi de vurmuşum.
”Neden?” Bu soruyu çok duymuştum.Karşımdakine gerçekleri söylemezsem daha az kırılacaklarını düşündüm. Bazen kaçtım, bazen sustum, bazen de yalan söyledim ama ne fark eder ki katil her seferinde aynıydı! Sadece herkesin mutlu olması içi çırpınmıştım ama ben çırpındıkça her şeyi yok ediyordum.
Kendi kalbimi bir kereden fazla vurmuştum ben. Ne diyebilirim ki hem dramı seven hem de Hollywood filmleriyle büyümüş çocuktum. Bir yere ait olmayı isteyen ama olamayan çocuk…
Şimdi bütün bu eski defterlerinin hatıralarını çöpe atabilmek için hatırlıyorum. Hatıralarıma karşı son görevimi yapıyorum ve onları serbest bırakıyorum.
Pişman değilim hatıralarımdan ama kendi canımı anlamsızca çok yakmışım. Dalın gerçek olmadığını bile bile bir insan neden o dala tutunmak ister ki? Sadece gerçek olacağını düşünmenin yeteceğini mi sanmıştım acaba? Halbuki en başından beri bildiğim şeydi hangi dal gerçek, hangisi sahte ama bazen sırf bir ”acaba” bazen ise bile bile bir yalanı yaşama isteği, insana bildiklerini sıfırlatıyordu.
Zamanı iyi kullandım mı bilmiyorum ama benim dediğim bir yolum var ve artık ”her şey geçecek” cümlesini başkasının ağzından beklemiyorum belki de söyleseler bile inanmıyorum. Sanırım yılların bende bıraktığı kaçınılmaz sona geldim çünkü sadece kendime güveniyorum.
Özellikle bir haftadır çektiğim ağrı yüzünden kendimle yüzleşip yüzleşip duruyorum. Sanırım hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!