Dün gece seneler önce deli gibi dinlediğim bir şarkı ile yeniden karşılaştım. Seneler sonra yeniden dinlemeye başladığım zaman, geçmişe ufak bir gezinti bile yaptım.
Sanırım geçmişimize giden yollar fotoğraflar, şarkılar, kokular ve çoğu zamanda yazdıklarımızdan geçiyor.
Seneler önce sözlerini ezberleyip içine yaşadıklarınızı biriktirdiğiniz şarkıları seneler sonra dinlemek ve geçmişte zamanı durdurmak…
Benim için müzik, nefes almak kadar önemli… Ben söyleyecek bir şey bulamadığımda müzik başlıyor ve şarkının sözleri konuşuyor, canım yandığında dert ortağım, irinimi akıttığım yine o sözler oluyor ve mutlu olduğumda yine müzikle gülümsüyorum. Mutluluğum, üzüntüm, sevincim, göz yaşlarım aslında şarkılara saklıyorum ve seneler sonra içine kendimi sakladığım şarkıları dinlediğimde yeniden o geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıyorum.
Eskiden pek yapabildiğim bir şey değildi bu… Hele içine göz yaşlarımı akıttığım şarkılarla seneler sonra yeniden karşılaşmak… Kim bilir belki de acımı sıcak tutuyordum ve bu yüzden ne kadar zaman geçerse geçsin dinlemek yine de canımı acıtıyordu.
Dün dinlediğim şarkı beni ufak bir yolculuğa çıkardı ve yeniden hatırladım. Seneler önce ilk ne zaman, nerede o şarkıyı dinlediğimi ve içine neler sakladığımı hatırladım.
Sanki senelerdir girmediğim eski evimin odalarına girmek gibiydi. Eşyalar tozlu ama hepsi bıraktığım yerdeydi. Her eşyaya yeniden dokundum, tozlarını aldım, yeniden hatırladım. Senelerdir oturmadığım koltuğa oturdum yeniden ve yeniden orada olmanın keyfini çıkardım birkaç saat bile olsa. O zaman üstüne zamanın tozu sinmiş her eşyanın ayrı değerli olduğunu keşfettim. Hepsinin öyle başka yaşanmışlıkları vardı ki ve hepsi olduğu için bugün bendim ve o zaman göz yaşı bile şifalıydı.
Sanırım bütün tozlanmış evimin eşyalarına teşekkür etmeye çalışıyorum. Sonunda hepsi olması gerektiği yerde….