Yeni sene kapıda, bir sene daha bitiyor. Koca bir seneyi gözden geçirme zamanı.. Yapılanlar, yarım kalanlar, söze dökülemeyenler, aşklar, sevgiler, gözyaşları, umutlar, mucizeler…. O kadar duygu sığdırmışım ki, belki de bana bu yüzden geçen zaman bir seneden daha uzun gibi geliyor.
Bir insan gerçekten bir yolda yürüdüğünü ne zaman anlar?
Küçükken arabaya bindiğim zaman kendimce oynadığım bir oyun vardı. Etrafımda olan her şeye uzun uzun bakardım. Geçtiğimiz arabaları, o arabaların plakalarını, gördüğüm evleri, ağaçları dikkatlice incelerken bir gözüm de yolda olurdu. Sanırım daha küçükken yolda olmanın anlamını biliyordum. Etrafımda gördüğüm en ufak detay bile benim için çok önemliydi. Ağaçlarla, kedilerle konuşur, kedilerle ”miyavlar”, köpeklerle de ”havlar”dım. Etrafımdaki her şey oynadığım oyunun bir parçasıydı ve çok değerliydi.
Küçükken bildiklerimizi maalesef büyüdüğümüz zaman unutuyoruz.. Birilerine saçma, deli işi gelecek diye onlar gibi olmaya çalışıyoruz ve zamanla kendimizden uzaklaşıp, sonunda benliğimize bir yabancı doğuruyoruz.
Hayatımda yol almadığım halde yol aldığıma inandığım zamanlar olmuştu.
Öyle ya, yalan gerçeklerle kendini kandırmak her zaman en kestirme yol gibi görünür ama insan, öyle ya da böyle anlar hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını…
Kendi yolumda ufacık bile katkısı olan her cana şükran duyuyorum. Sanırım sonunda mutluluk kadar gözyaşlarının da doğal olduğunu, akışa güvenmeyi ve giden her ne ise gitmesi gerektiği için gittiğini öğrendim.
Yolculuğumda bana eşlik etmiş ve edecek olan bütün canlar iyi ki gelmişsiniz ya da geleceksiniz….
Hadi bakalım 2013 mucizelerinle gel…