Günün birinde bütün eski defterleri silebilecek biri çıkar. Her şeyi temizler yeni bir sayfa açar bütün eskilerden sonra ise gider.
Görevini yerine getirmiş ”melek” gibi gibi vakti dolunca kendi hikayesine döner.. İkinizde kendi ”mutlu sonu”nuzu yazarsınız birbirinizden uzakta..
Beraber yürüdüğünüz yolu yarım bıraktığı için üzülürsün. Aslında üzüldüğün giden değildir, onunla giden parçandır. Çünkü her gidenle bir parçanda gider. Her gidişte biraz daha yarım kaldığı hissedersin. Belki de bu yüzden bütün vedalar daha zor gelir, çünkü her vedada biraz daha eksilirsin.
Hisleri dinleyip konuşmak için koşturmaya başladığım zaman öğrendiğim susmak oldu. Güzel başlayan bir hikaye susarak bitti. Beni kıran, bitmesi değil de bitiş şekli. Her şey biter, her şeyin bir sonu vardır, ama biterken bittiğini bilirsin elinde dengesiz hareketlerden oluşan puzzle kalmaz, puzzle’i tamamlamak için koşturmazsın! Biterse teşekkür ederek bitirirsin birlikte yazmaya başladığınız hikayenizi ya da içindekileri söylersin suçlamadan ortaya bırakırsın ve sonra da fazlalıklarını bırakıp gidersin o hikayeden.
Belki de bu yüzden kırgınım, kızgınım ama elbet bu hislerim de gidecek. Şimdi bana düşen şimdi’yi kabul edip elimdeki verilerle tahminler yürütmeden sadece teslim olmak ve veda etmek…