Yoga yolculuğum bundan tam 4 sene önce başladı. Zamanla büyüdü, büyüdü kocaman bir aşk oldu bende… Daha çok öğrenmek, yoga’nın o derin sularında yüzebilmek istedim, korkmadan ya da korkuyorsam da bunu fark ederek…
Geçen kış hatha yoga hocalık eğitimine başladım. İstanbul gibi büyük metropolda birden çok yoga merkezi ve hocalık sertifakası alabileceğiniz birden çok yer var. Bütün seçenekleri uzun uzun incelemiş ve kalbimin evet dediği yerde yürümeye karar vermiştim ama bedenim hastalıktan yeni çıkmıştı, ürkek ve korkaktı. Etrafımdakiler biraz bekle, seneye başlarsın diyordu, ama içimde deli gibi öğrenmek, okyanuslara dalmak isteyen bir kız vardı.
Evren’in işaretlerine ve kalbime güvendim ve yürüdüm. İlk yoga hocalık eğitimin ilk dersinde korkularım vardı. Korktuğumuzu gerçek yaparız ya bende öyle yaptım! Son bir senedir kabusum haline gelen bel fıtığım minik bir nüksle ”ce” yaptı ama hocalarım, arkadaşlarım tam da zamanında belki de onlar bilmese de ayağa kalkacak cümleleri kurdular bana.
Bedenimi kabul etmeyi, sevmeyi öğrendim. Zayıf yanlarımı saklanmaktansa ”evet zayıf yanım” bu diyebilmeyi öğrendim meğer ne önemliymiş. Hep güçlüymüşüz gibi yapmaktan olmuyor mu zaten olanlar?…
Zamanla bedenimdeki o misafir ağrım da geçti gitti, yoga’nın şifası tüm bedenime işledi..
Bir hocalık eğitiminde illa ki asanaları, mudraları, bandhaları, yamaları, niyamaları ya da felsefeni…. öğreniyoruz ama bence gerçek olan ”birlik ve güven”…. Yoksa gerisi zaten doğal olarak geliyor.
Yoga hocalık eğitimi, biraz adanmakla ilgili.. Bütün hafta sonlarınızı, hafta içi akşamlarınızı ona vermeniz gerekiyor.. Yani kısaca sevmeyenin bitirebileceği bir eğitim değil kendisi, tamamen aşkla yaptınız zaman şifası, farkındalığı, bilgeliği geliyor..
Bir hafta kadar önce yoga hocalık eğitimindeki sınavımı geçtim. Şimdi mayısta teslim edilmeyi bekleyen bir tez var ama o kadar heyecanlıyım ki başka hikayelere, kendi hikayemi unutmadan rehberlik edebileceğim için…
Peki iyi de yoga nedir?
Yoga’nın Sankrit dilindeki anlamını bilmeyen yoktur sanırım (birleştirmek, bütünleştirmek) Peki,yoga nasıl birşey?
Yoga’nın ilk öğrettiği bence, yoga matının başına geçtiğin zaman orada olmayı deneyimlemek, bedeni dinlemek, fark etmek, tamamen orada olmak… Hızlı yaşamların olduğu büyük kentlerde bu imkansız neredeyse… Modern hayat, o kadar hızlı ki, modern insanın düşünmesi gereken işi, evi, arkadaşları, parası, sevgilisi, karısı, kocası vs’si var! Liste o kadar uzun ki, yemek yemesinin ya da su içmesinin bile hakkını verilemiyor bu yüzden! Günümüz insanı; zihnindeki düşüncelerle su içer, yemek yer, işe gider hatta sevişir ama zihnini susturamaz! İşte yoga, bastırmadan ziyade, olanı itmeden, çekmeden izlemeyi ve anda olabilmeyi öğretiyor ama bu hemen bir derste olmuyor, bedeni dinlemeyi öğrenmek, yoga’nın şifasını almak için en az birkaç ay diyorum ben!
Ya da yoga matından kalktıktan sonra neler yapıyorsun? Günlük hayatta yoga yapmaya devam ediyor musun? Farkında mısın yaptığın eylemin? Farkındaa değilsen de bunun farkinda mısın? Matın başındayken hareketle nefesin beraber mi akıyor? Yoksa koştuyor musun? Gözün yan mata mi kayıyor? Bunlardan birinin bile cevabı hayır ise gerçekten hayir diyebiliyor musun? .
Yoga sence nedir diye sorsalar, ”Kendimi yeniden tanıdığım, orada olmayı öğrendim ve nefesimle aldığım bir yolculuk” derdim..
Kendi bedeninizin sınırlarını keşfetmek ve ona saygı göstermek ve tabi ki her şeyin nefesle akmasına izin vermek… Nefes al, nefes ver……
Ve iyi ki de yoga var, çünkü yoga her şeyi değiştirebilir…