Eski yazılarıma bakarken neredeyse 2 sene önce yazdığım yazıyı buldum. Kime, ne zaman, nasıl bunları yazdığımı hatırladım. Sanki eski bir fotoğraf karesine bakmak gibiydi, tek fark baktığım kelimelerdi.
Gözlerim gözlerine değdiği zaman sevmiştim. Ondan sonra yaptıklarım bu hissimi reddetmek ve kabul etmek arasında yaşadığım gel-gitlerin silsilesiydi. Kalmak ve gitmek arasında yolları aşındırmıştım.
Onun hikayesinde bana uygun gördüğü alanı istemesem bile kabul etmiştim. Beklentisizce, bir şey beklemeden ama zamanla üstüme uydurulmaya çalışan elbisenin tutmadığını hissetmeye başlamıştım. Uymuyordu, olmuyordu işte ama o zamanlar istediğimi yüksek sesle söyleyecek gücüm yoktu! Kaçtım, uzaklaştım. Yarım bir aşk bıraktım arkamda ve gittim..
Yağmurdan kaçarken fırtınaya tutuldum. Yoruldum, kırıldım,güldüm ama büyüdüm…O kadar çok denemeye çalışmıştık ki ama aslında hiç tam olarak atlayamadık. Başka bir hikaye gidişini izlerken bir yanım da gitti onunla, kalbim kıskandı, beynim ”salaksın kızım” diye bağırdı bana. Devam ettim, kollarımı açıp yaralarımı iyileştirdim, yüzleştim. Korkuyorsam kaçmak yerine, korkuyorum ben demeyi öğrendim.
Bir aşk büyüttü beni. Seneler sonra kapalı kapılar ardından sevdiğim geldi..Yağmurda ıslanmış anılarımızı konuştuk, anılarımızı tazeledik. Unuttuğum birçok şeyi yeniden ve yeniden hatırladım. Onu nasıl sevdiğimi hatırladım.
Birbirimizden gizlediğimiz aşkımızı ve uğruna yaptıklarımızı itiraf edince sessiz sedasız aşkımız güneşte parlamaya başladı. Her şeyi arkada bıraktığımı düşünen ben, geçmişle yeni bir yolculuğa çıkmak istedim ama olmadı. Bütün güzel laflar ve hissettirilenler dışında bana verilen alan yine aynıydı! Eski ben olsa kaçardı ya da verilen alanda kendine yerler açmaya çalışırdı.
Onu sevdiğimi, bir şekilde her zaman seveceğimi ama istediğimin bu olmadığını söyledim. Benim uzunca cümlelerime karşılık bir iki cümle kurdu ama önemli değil, yarım kalmış sevdamın neden yarım kaldığını öğrendim. Ve belki de en önemlisi bu aşkın kaderinin yarım kalmak olduğunu keşfettim.
Kızmadım, daha çok büyüdüğüm için şükür ettim. Çünkü artık ne istediğimi ve ne istemediğimi söyleyebilecek cesaretim vardı!
Arayışta olan mutlu olmaya çalışan bir ruh… Umarım güzel günler yaşarsın.Ve kalbinin atmadığı hiçbir yola da ”evet” demezsin. Umarım mutlu olursun.. Umarım…
Kelimelerin aralarına gizlediklerim uzun bir aradan sonra saklandıkları yerden çıkıp gökyüzüne doğru uçmaya başlamıştı.