Arkadaşınız olsun, sevgiliniz olsun sevdiğiniz biriyle, bir yola çıktığınız zaman içerilerde bir yerlerde hep onlarla yürüyeceğinizi düşünürsünüz. Belki de bu yüzden ayrılık vakti gelip çattığında bırakmak istemezsiniz. İnatla yeniden ve yeniden o yolda yürümek istersiniz ama hayatın yolları sizin inadınızın yönünde akmaz. Hayatın, kendi akış yönü vardır ve ne olursa olsun istediğiniz kadar inatlaşın, eninde sonunda hep akması gereken yere akar!
Geçenlerde tüm kara gecelerimde başını yediğim bir dostla yolları ayırdık, daha doğrusu o ayırmak istedi, ben de kabul ettim. İlk başta çok öfkelendim, her zaman yanımda olduğuna güvendiğim, başım sıkıştığında, karar veremediğimde döndüğüm yüzdü o. Bu yüzden çok öfkelenmiştim. Nasıl olurdu da yeni yolunda yeni adımlar atarken beni istemezdi? Nasıl olurdu da birden bire bir yabancı olurdum? Nasıl olurdu da… ?
Bir şekilde söylediklerini kabul edemiyordum, ağzımdan başka şeyler çıksa da anlamıyordum! Hissettiklerimi orada öylece bırakıp, arkamı dönüp gittim ama hala içeride bir şeyler yerine oturamıyordu.
Aklıma Zeynep Hoca’mın dedikleri geldi ve yine meditasyona oturdum, içeride ne olduğunu anlamak için. İlk başta içerisi, çok yorucu milyon tane sesten ibaretti ama sonra yavaş yavaş sustular ve gerçek cevaplar gelmeye başladı. İşte o zaman öfkem gitti, sevgiye dönüştü, artık kimin haklı olduğu ya da olmadığı önemsizleşti. Onun yoluna bildiğim tüm iyi dileklerimi akıttım, teşekkür ettim ve emin adımlarla kendi yolumda yürümeye devam ettim.
Konuşmasak da bir şekilde kalplerimizin her zaman birbirine sevgi akıtacağına bilerek güle güle dostum. Yolun açık olsun.
………………………………………………………………………………………………
Gecenin saatleri ilerlerken kahvemden bir uyum aldım ve gözlerim aylar önce ”eski” bir tanıdığa yazdığımı gördü: ”Benimle en derin acısını paylaştıktan sonra özür dileyerek sana bunları anlatmam lazım deyip siktirip giden sevgili arkadaşım. Dünyada canı yanan ne ilk, ne de son insansın! Tek senin kalbin kırılmadı, hepimizin her dakika kalbi kırılıyor, gülen yüzlerin altında ne yaralar var biliyor musun sen? Hiç gerçekten baktın mı? ”Drama Queen” olup sızlanmaktan başka ne yapabiliyorsun? Tamam olan oldu, bitti! Şimdi ne yapacaksın? Hala aynı acıyı taşıyorsun farkında mısın sen? Umarım kaçmak yerine günün birinde karabasanlarınla yüzleşecek cesaretin olur! Çünkü o yolu inan bana çok iyi biliyorum.”
Tavrına çok sinirlenmiştim ama şimdi düşünüyorum da kendisine iyi geldiği düşündüğü şeyi yapmıştı.
…………………………………………………………………………………………………………………..
Kahvemden bir yudum daha aldım. Bu sefer beni yarı yolda bıraktığına inandıklarım düştü akılıma. Onlarla yürüdüğüm yolu bir şekilde bitirmemek için nasıl da çırpınmıştım. Oysa bitmiş bir yolda, yürüsek beraber ne olurdu? Yürümesek ne olurdu? Dürüst olmadıkları için onları suçlayabilirdim ama ben ne kadar dürüsttüm hissettiklerime?
…………………………………………………………………………………………………………………
Hayatta istediğimiz her şey olmuyor, hiçbir şey de sonsuza kadar sürmüyor ama dönüşüyor ve seni de dönüştürüyor. Mutluluk var, sevinç var ama aynı zamanda acı da var, ayrılık da var, gözyaşı da var ve eğer hissettiklerini dinleme cesareti gösterebilir ve onların sana rehberlik etmesine izin verirsen, hissettiğin her şey seni özgürleştirir.
Evet, başkalarının ne hissettiği ya da hissetmediği senin sorumluluğun değil! Sadece kendi hislerinden sorumlusun dostum! Bak bakalım içeride ne var?