Bu yaz ağaçların arasında uzun zaman geçirme fırsatı buldum. Ağaçlara sırtımı verdim, ağaçların altında uyudum ve ağaçların arasında sevdim.
Karmaşık bir baharın ardından kalbime konan sürprizli bir yazdı. Sevginin nasıl da her şeyi değiştirebileceğini, nasıl da özgürlük verdiğini sanırım bu yaz öğrendim. Bildiğim en saf, en temiz sevgi aldı beni, kucakladı, sardı, iyileştirdi ve dedi ki: ‘Yaz bitti, korkmana gerek yok, ama artık bu dalı bırakmamız lazım.’
Hayatım boyunca veda etmek ve bırakmakla ilgili büyük sorunlar yaşadım. Veda etmeyim ama karmaşık, dalgalı da olsa bir şekilde var olsun o, diye az koşturmadım. Beni sevmiyor musun sorusuyla az aşk dilenmedim. Ben bırakamadım ve hayat, veda etmeyi bana deneyimletmek için farklı insanlarla, aynı dersi verip, durdu. Şu an geriye baktığı zaman, anlayamadığım birçok şeyi daha iyi anlıyorum.
Bir ağacın dalındaki yaprak gibi… Önce yaprak çıkıyor, yaprak kendini güneşe ve rüzgara bırakıyor ve vakti gelince sızlanmadan, bağırmadan, suçlamadan daldan ayrılabiliyor.
Her şey değişiyor, farklı bir şey oluyor. Sıfatlar sadece insan dünyası için. Kalplerin dünyası için sıfata, isimlere gerek yok. Onlar isimsiz de sevebiliyor. Seni her zaman seveceğim gibi cümleler kurarak, o anı sonsuzluğa yaymak için çaba sarf etmiyor. Çünkü kalp biliyor, söze ihtiyaç duymuyor.
Her ne oluyorsa, olması gerektiği için oluyor. Göz yaşları, acı izin verirsen, mutluluk ve sevinç gibi senin şifan olabilir. Bırak dökülsün dökülmesi gerekenler… Sadece bildiğin şu an ve son dediğin bitti dediğin her şey de başka bir şeye dönüşmek için bir yolculuğa çıkıyor, ama onsuz yaşayamamlar var ya onlar sevgi değil biliyor musun dostum? Nereden mi biliyorum? Ben de oradan geldim, merak etme!
Bir yaprak gibi ol. Hem tutun dalına, hem de zamanı gelirse o dalı şükranla bırakabilmesini de bil..Yaprağın ortaya çıkmasında olduğu kadar düşüşünde de sevgi saklı unutma..