Hayır, bedeninizin ne kadar esnek olup olmadığını sormuyorum? Bacağınızı ne kadar açabildiğinizi ya da başınızdan geçirip geçiremeyeceğinizi de sormuyorum. Hayatta istediğiniz şeyler olmadığında, yollar istediğiniz gibi akmadığında, açılamayan kapıları mı tekmeliyorsunuz yoksa başınızı biraz kaldırıp, hayatın size sunduğu yeni fırsatları görebiliyor muyuz? Hayatın sertlikleri karşısında ısrarcı ve dediğim dedik biri misiniz yoksa duruma, şartlara göre … Okumaya devam edin Ne Kadar Esneksiniz?
Etiket: açıklık
Kalp açıklığı
Geçen gün seneler öncesine ait beni zorlayan bir anımı hatırladım. O anının canlı halinini hatırladığımda kendime neden bana böyle acı veren deneyimi yaşamama izin verdiğimi anlamak istedim. Kim canının yanmasını ister ki? Canımızın yanmasını istemediğimiz için çoğu zaman onu yok saymak istememiz tam da bundan değil mi? Yok saymak için kendimizi genelde farklı ''bağımlılıklar'' … Okumaya devam edin Kalp açıklığı
Işığa doğru
Aslında yok ama deneyimlediğim üzere kocaman yaşam, bize kaçmamayı öğretiyor. Hepimiz kendimizin kaldırabileceği derecede bunu deneyimliyoruz. Yani orada karanlık mevcut ise, ışık senin acıyla nefes alabilmende ve onunla kalabilmeye duyduğun istekte yatıyor. İstek ne kadar güçlü olursa, ışık da o kadar güçlü oluyor.
Netlik
O yüzden tam şu an kalbini sıkıştıran, yoran ne varsa bil ki başladığın gibi bırakabilirsin de... İstemediğin iş mi? İstemediğin okul mu? İstemediğin ilişki mi? İstemediğin seks mi? İstemediğin ülke mi? Hepsini bırakabilirsin, ama verdiğin cevap bir şeylerden kaçmak için değilde içeriden, en derininden gelen gerçeğin cevabı olsun. ÇÜNKÜ ANCAK CEVAP ORADAN GELDİĞİNDE, YOL BELİRMEYE, AÇILMAYA, AKMAYA BAŞLIYOR. Sana sihir gibi geliyor, oysa kalbin netleşebildiği için hayat da sana karşı netleşmeye başlıyor o kadar
İçerinin bilgeliği
Arkadaşıma dedim ki; düşünki sen filtre kahve içmeyi seviyorsun. Hayranısın filtre kahvenin ama gittiğin yerde sadece çay var. Bir, iki, üç tamam diyorsun ama sonra başlıyorsun keşke kahve olsaydı burada diye söylenmeye ve söylenirken de içmeye devam ediyorsun o çayı ama bir kere o çayı alırken bir dursan belki anlayacaksın senin özünde filtre kahve içmek var, çay içmek yok! Ve burası asla o istediğin kahveyi veremeyecek! O zaman? Ya da belki çayı, kahve olsaydı diye içmekten vazgeçeceksin ve belki seveceksin bile.. Kim bilir ? Ama onun için çayı yudumlamadan orada öylece onunla kalabilmek ..Ve belki de şu an çay içmek istemiyor olsan da belki bir ay sonra bunu içmek de isteyebilme haline de açık olabilmek.. Yani dostun, şu anki hislerini hissetmeye gönüllü olmak ve o hislerin nehirde süzülmesine izin vermek.. Tek yaptığımız da bu biliyor musun?