İnsanın hayatı bir günde tamamen değişiyor. Akşam yatıp, sabah kalktığında her şeyin çok farklı olduğu bir yaşamın içinde bir gerçekle yüz yüze gelmeye başlıyorsun, başta isyanlar başlıyor, neden diye öfke duyuyorsun, sonra kocaman yaşamın bir bildiği olduğunu hatırlayıp, tamam şimdi ne yapmam lazım diye sormaya başlıyorsun.
Yaklaşık bir aydır annemin bazı sağlık sorunları var, önce iltihap dediler, sonra kanser! Sonra başka başka bir sürü şey… Yapılan testler sonucunda aslında durumun düşündüğümüzden ciddi bir durum olduğunu fark etmeye başladık. Hastane ve doktor değiştirdik ama baktık ki karşımızdaki doktor annem yanımızda değilken: ‘ömrü uzatabiliriz, o da belirsiz’ cümleler kurmaya başlıyor, biz de elimizden geleni yaptık ve inanan, güven veren bir onkolog bulduk. Sualp Tansan.. Ailenden biri kanser ise durumun nerelere gidebileceğini başta beynin algılıyor, kalbin algılayamasa da ama istiyorsun ki güven veren, çaba sarfetmeye gönüllü bir doktorun olsun ya da şöyle deyim hadi kemoterapi demek yerine bir planı olan doktorun ne kadar önemli olduğunu anlıyor insan! ÇOK ŞÜKÜR Kİ, biz onu tam zamanında bulduk! Bir gün daha geç kalsaydık annem kendisini yatağa düşürecek kadar yoğun kemoterapi ilaçlarına boğulacak, biz de savaşıyoruz sanacağız ama çoktan teslim olmuş olacaktık. Kocaman yaşama binlerce kez şükür olsun, şimdi güven veren, işinin ehli bir doktorun elinde kocaman yaşama inanmaktan bir an bile vazgeçmeden adım adım yol alacağız..
Önce bizim, sonra annemin bu durumu kendi içinde kabul etmesi hiç de kolay olmadı, daha bugün annem: ”Herkese yardım ettim, neden başıma bu geldi ?” diye soruyordu ağlayarak..
Okyanusun işini balık nereden bilsin ki… Balık yüzmesini bilir sadece..
Birkaç gün önce kendi içimde deli danalar koşmaya başladı, ne yapmalıydım, neyi bırakmalıydım, nasıl olacaktı ki şimdi? Gerçek o kadar net önümüzde duruyordu ki.. Sonra canım hocam Zeynep Çelen’e yazdım. İnsanın eğitim bittikten sonra dahi gönül birliğinde olduğu ailesi (sanga) ve hocası olması öyle başka bir şey ki.. Sıkışık ruh haliminin içinde uzaklardan unuttuğum bir şeyleri yeniden hatırlattı! Çok şükür ki, iyi ki, böyle bir ailenin parçasıyım, canım yoga ailem, canım hocam ❤
Biliyorum dengede kalmak çok önemli, ama şu iki haftadır yaşadığım süreçten anladığım her an, her şey değişiyor ve sen de olanla yeniden denge kurmaya çalışıyorsun düzenini ve o süreçte bol bol düşüyorsun, evet ama dengeni yeniden bulmayı da öğreniyorsun. Sıkışan ve yorulan ruh haline her gün başka karanlık bir tablo çıkartan doktorlarla baş edip, hayatına bir yerden devam etmeye çalışıyorsun. Sonra kocaman yaşam ufukta ışık göstermeye başlıyor, ah biliyorsun ki yeniden güneş doğacak, çok şükür..
Bana dört ay önce bunları yaşayacağımı fiziksel ve ruhsal yoğun tempolu haftalar geçireceğimizi söyleseler baş edemem derdim ama kocaman yaşam, Allah, Tanrı ne demek istiyorsan öyle güzel veriyor ki sana o gücü hiç anlamadığın kadar dip dik ayakta olup, hepsi ile baş edecek açıklığı da veriyor.
Hayatımın en çok bilmediği, en ufacık fikrimin bile olmadığı yoğun süreçlerden geçip, başka bir sürece girerken yeniden anlıyorum ki, bilmeme hissi başlı başına kocaman bir öğretmen! Çünkü artık büyük büyük planlar yapmıyorum, hiçbir şeyi tutmaya da çalışmıyorum, biliyorum benimle olan benimle olur zaten, olmak istemeyen de olmaz, bugünü biliyor olmam, yarını bilmemi gerektirmiyor, çünkü aslında hiçbir şey bilmiyorum.
Yardıma ihtiyacın olduğu zaman yardım istemek ne önemliymiş ve senden gerçekten yardım istenmediği sürece kimseye yardım edemeyeceğini anlamak…Yardım ister misin diye kimsenin peşinden koşamayacağını ama yardım istemenin çok önemli bir yeti olduğunu…
Ve sevginin her şeye iyi geldiğini..
Arayan soran, mesaj atan, aramayı unuttuğum, geç döndüğüm dostlarım iyi ki varsınız. Bu süreçte insan fazlaca hassaslaşabiliyormuş ve çok önemliymiş yanımda olur musun diyebilmek, birilerinin niyetini ya da yanında olduğunu bilmek, ah dünyanın en güzel şeyiymiş..
Ve ders vermek.. Öğrencilerim öyle iyi geliyorsunuz ki bilmeseniz de… ❤
Yaklaşık üç ay önce İleri Yoga ve Anatomi eğitimine katılmayı o kadar çok istiyordum ki ama zamanı gelip çattığında rüzgarın akış yönü birden değişti, ne yapsam, ne yapmasam diye düşünürken gitmeye karar verdim ama yine bilmiyorum 150 saatin ne kadarını tamamlayabileceğim, hiçbir fikrim yok, bir yandan çok korkutucu biliyorum ama bir yandan öyle muazzam bir hissi var ki… Çünkü biliyorum ki kocaman yaşam her daim benimle…
O yüzden karanlık ne kadar uzun, gece ne kadar uzun sürerse sürsün, adım atmaktan korkma ve bana umutsuzluktan bahsetme… Her zaman bir yol vardır, o yolu bul, yol ol, umut ol, ama bir köşeye çekilip ağlayıp durma, ağlayacaksan da ayağa kalk ve adım at..