Güzel günlerde her şey çok hızlı akıyor gibi gelir ama bir şeyler ters gitmeye başladığında, bir sıkışma hissi belirir kalbinin tam ortasında ve o his, sana hep böyle devam edeceğini düşündürür. Oysa zaman aynı zamandır ama algılayış şeklin farklıdır. Birinde gözlerin açık, her şeyi algılarken, diğerinde gözlerin bağlanmış şekilde yürümeye çalışırsın. Gözlerini kapattıran yine sensindir aslında.
Biz geçmeyecek, olmayacak, bitmeyecek sanırız ama hep geçer. Mevsimler değişir, gündüz geceye bırakır yerini, gece gündüze.. Bitmeyen devam eden bir döngü. Döngünün içinde fırtına da var, gece de var, güneş de var, gündüz de var…
Tüm kavgaların iki tarafı var aslında; ben ve o olmak üzere ve iki taraf da kendi penceresinden dünyayı algılar, hisseder, ağlar, sever ve aslında iki taraf için de gördükleri gerçektir ama çoğu zaman sadece kendi penceremizin var olduğu yanılgısına düşeriz. Benim penceremden gördüğüm kocaman bir ormanken, karşı tarafın gördüğü sadece bir duvar olabiliyor.
Seneler önce eski bir dostumla yolları ayırmıştık, hatta uzun bir süre çok öfkeliydim ona karşı. Güvendiğim birinin beni yarı yolda bıraktığını düşünüyordum. Seneler geçtikçe suçlu aramaktan ve o kurban psikolojisinden vazgeçiyorsun.
Bir süre önce bu eski bir dostla yüzleşme çanları çaldı. Seneler sonra edilen birkaç kelimenin ardından çok öfkeli olmasıyla birlikte benim penceremden çok farklı bir penceresi olduğunu fark ettim. Dinledim, sustum, konuştum ama baktım olmayacak yola çıkan tüm köprüleri yıktım. Eski ben olsa, saatlerce kendimi anlatmaya çalışır dururdum. Anlattığım hiçbir şeyi dinlemiyordu, öfkesinin esiri olmuşu. Seneler önce tanıdığım dostuma kalbimde bir yer açtım ve suyun akışın o muazzam gücüne bıraktım, ağzından çıkan hiçbir kelimeyi bile duymayan dostumun. Çünkü o an fark ettim ki; ben onun penceresini ne kadar anlamaya çalışırsam çalışayım o kadar öfke ve nefretle estiriyor kendi rüzgarını.. Yapacak bir şey yoktu, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz değişiyordu! Sevmem lazım, diye zorlamaya gerek yoktu. Bir süre yol arkadaşlığı etmiştik, hayatlarımızın en zor dönemlerinde birbirimize destek olmuştuk ama o kadar artık ikimiz için de yol çok farklıydı. Kendi yolumda yürümek için onun yolunu suçlamama gerek yoktu.
Su yolunu hep buluyor, yeter ki teslim etmesini bil.
”Yoga, olanı değiştirmek ile ilgili değil, olanı kabul edebilmekle ilgili…” Zeynep Çelen ( canım zeynep ) eğitimde bir gün yoga, her halini kapsıyor demişti, nasıl da rahatlamıştım. Her halini evet, hepsini…
……………………………………………………………………………………………
Geçenlerde, Mart 2015’den beri ders verdiğim H20 Fitness’dan ayrılma kararı verdim. Ah, evet sen bilmiyorsun dostum! Ben, öyle hiçbir şeyi kolay kolay bırakamam, hele tüm içtenliği ile dersine gelen çok sevdiğin öğrencilerin var ise hiç kolay olmuyor. Orasından burasından tutuyorsun olmayanı oldurmaya çalışıyorsun ama içerisi konuşuyor susmuyor, anlıyorsun o zaman itip çekerek olduramayacağını ve verdiğin kararı dürüstçe açıklamanın zamanının geldiğini.. Sevdiğin, çalışmaya alıştığın öğrencileri bırakmak kolay olmuyor ama hocamın dediklerini hatırlıyorum sonra: ‘Bir süre kol kola yürüyorsun, ne sen bağımlısın onlara, ne de onlar sana.’ Sonra kocaman bir nefes ve rahatlık 🙂
6 aydır dersime gelen tüm öğrencilerime, orada ders vermeme aracı olan Serhan hoca’ya ve hayatın bana öğretmek istediğini öğretmek için karşıma çıkan ve bunu her defasında yüzüme çarpa çarpa öğreten yönetimine hepinize çok teşekkür ederim.
H20 Şişli Yoginileri! İçim çok rahat bizim büyük yoga ailemizden çok tatlı bir eğitmen arkadaşım derslerinize geliyor olacak 🙂
…………………………………
Kısaca yapmak istemediğin hiçbir şeyi yapma! Dün anneme iş görüşmesine gittim dedim, hala full time işe dönmeyi istediğimi sanıp, sevinebiliyor ve istediğim kadar anlatayım anlamıyor ama o anlamıyor diye sevdiğim mesleğim yaptığım işi mi bırakacağım? Yarın mı? Hiçbir fikrim yok ama şu an istediğim bu 🙂
Yoga, yaptığım için birileri dünyamın sadece amuda kalmak sanıyor ya da öyle anlamak işlerine geliyor! Anlamak istemiyorsan anlama güzel dostum! Ben sayfalar dolusu yazayım ne fark eder ki? Senin içinde yazılanları anlamaya karşı bir gönüllük yok ise.. O yüzden neye inanmak istiyorsan ona inan, ben kendimle ilgileniyorum, ne hissettiğimle, işaret parmağımı karşıya yöneltip konuşmak yerine… Benim yolum bu.. Sen de seninkini bulursun umarım.
Bırak ne ise o olsun! Olmayanı oldurmaya çalışma ve unutma yaralar iyileşir ve içerisi ne kadar karanlık olursa olsun sabah yine güneş ışınları içeri girer, sen perdeyi açsan da açmasan da…